Bizim adımız ne biliyor musunuz, yalaka

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hakan Ural’ı, “Çevre ve Medya Üstüne” mevzu başlıklı söyleyişe konuşmacı olarak çağırdı. Bakanlığa ilişik konuşma salonundaki söyleşiye katılanların tamamını bakanlık çalışanları oluşturdu. Söyleşiye ek olarak bakan yardımcısı Mücahit Demirtaş da katıldı. Salona 15 dakika geç gelen Bakan Yardımcısı Demirtaş ve Hakan Ural alkışlarla karşılandı. Ural’a beraber program yapmış olduğu Nur Tuğba Namlı birlikte rol aldı.Gazete Duvar’dan Ogün Akkaya’nın haberine gore, Hakan Ural, eleştirilere yol açan söyleşi programına dair “Ben devletimi fazlaca seviyorum. Esasen ilinti duygusu olan insanoğlunun bunu yapması gerekiyor. Hiçbir süre bir mevzuda ‘hata yapmadım’ demedim. Bugün beni devletimin mensubu çağrı etmiş. Müthiş bir heyecanla geldim” dedi.

‘BİZ BURAYA HASBİHAL ETMEYE GELDİK’

Bakanlığın davetine “yaşamı ve toplumsal medyayı konuşmak” için geldiğini belirten Ural, “Hepimizin hayatında müthiş bir idrak kirliliği yaratan bir alan. Bana gore bir terör örgütünden daha da tehlikeli. Biz önyargılarımızla yaşıyoruz. Demişler ki ‘Hakan Ural Bakanlığa seminere gitti. Hakan Ural eğitime gitti’. Bunu bilerek ve isteyerek, bu oluşumu manipüle etmek isteyen insanoğlu, kendileri çalmış, kendileri söylemiş. Bunun üstünden bir ihtimal beni küçümsüyor, kim bilir bakanlığı eleştirmek için, kim bilir sizleri de ikilemde bulundurarak kutuplaştırarak bir tavır koymanızı sağlama çabası içinde bunu yaptılar” dedi ve şu şekilde devam etti:”Bu düşmanca nefret niye? Bir dost CHP’li olur, ötekisi İYİ Partili olur, bunlar bizim zenginliklerimiz. Niçin olanı çarpıtarak doğruymuş şeklinde hem kurumu yıpratıyorsun hem de kişiyi. Biz burada yaşamı hasbihal etmeye geldik.”

‘EN AZ 26 ŞEHİRDEN BÜYÜKLERİMİZ TARAFINDAN BU TİP OLUŞUMLARA DAVET VAR’

Toplumsal medya üstünden aşağılandığını belirten Ural, “Bir kere bizim inancımızda insan aşağılama yok. Birisiyle bir husumetim olsa yere düşse vurmam. Karısına, kızına, namusuna zarar vermem. Düşmanlığımız bile yiğitçe olur. Fakat öyleki bir zihin yapısı var ki hiçbir füturu yok. Halkın tercihlerini aşağılıyorlar. Zihin yapısı diyorum. Olmayan bir şeyi yaratıyor ve onu aşağılıyor. Seni de buna karşı kışkırtıyor. Buna niçin olduysam özür temenni ediyorum. Ben sizinle olmak için geldim. Haddim değil seminer, eğitim vermeye gelmedim. Bana şu an minimum 26 şehirden büyüklerimiz tarafınca bu tip oluşumlara çağrı var. Uçağa binemediğim için gidemiyorum. Bundan organik ne olabilir?” dedi.

‘O ZİHİN YAPISI KENDİLERİ GİBİ DÜŞÜNMEYENLERİ LİNÇ EDİYOR’

Kendisi kadar Twitter üstünden linç edilen bir insan görmediğini korumak için çaba sarfeden Ural, “Toplumsal medya insanımızın bilincini kutuplaştırma üstünden nefret ve kine bağlı olarak manipüle ediyor. Ulan bilincinde değilim de bir kusur kabahat mı yapıyorum. Kendinden kuşku eder hale geliyorsun” dedi. Ural söyleşide şu ifadeleri kaydetti:”Ben çalışan bir adamım. Üç tane çocuğum var. İşimi yaparım. Söylemesi ayıp içki içmem, sigara içmem. Kimsenin karısına kızına bakmam. Bir insan Lazmış, Çerkesmiş fark yapmam. Siyasal görüşüne bakmam. Hep ürettim. İnsanlar işine geleni doğru kabul etmiş olduğu için benim tercihlerimi kabul etmiyor. O zihin yapısı kendileri şeklinde düşünmeyenleri linç ediyor.”

‘BU HAKARETLERDEN İYİ PARA TOPLUYORUM’

“Ben vatanını ve insanını ayırt etmeksizin Tanrı için seven bir insan olarak üzülüyorum” diyen Ural, “Yoksa nabza gore şerbet vermek kadar dünyada kolay ne var? Bir taraftan insanları sorgularken suçluyoruz” ifadelerini kullandı. Farklılıklara saygı duyulmadığını söyleyen Ural şunları kaydetti: “Bizim adımız ne biliyor musunuz? Yalaka. Avukatım var benim. Bu hakaretlerden iyi para topluyorum. Bir iki kişiyi mahkemeye verdim. Ne oldu biliyor musunuz? Yalaka hakaret sayılmıyormuş. Savcıya dedim ki, ‘Bu yaşamın organik akışına aykırı’. Oldukça üzülüyorum. Hepimizin evladı çoluğu var. Bu nefretle ne yapacağız?”