Fatih Altaylı kimdir, kaç yaşında, nereli, hangi kanallarda çalıştı? Fatih Altaylı Habertürk’ten ayrıldı mı?

Gazeteci Fatih Altaylı, Habertürk’ten ayrıldığını duyurdu. Köşe yazısında okurlarını selamlayan Altaylı, yazılarını internet sitesinde yayınlamaya devam edeceğini duyurdu. Bu gelişmeyle birlikte Fatih Altaylı’nın hayatı ve kariyeri merak konusu oldu. Detaylar burada…

FATİH ALTAYLI KİMDİR?

Fatih Altaylı, 20 Eylül 1962’de Van’da doğdu. İlk ve ortaokulu Çavuşoğlu Koleji’nde bitirdikten sonra eğitimine Galatasaray Lisesi’nde devam etti. Galatasaray Lisesi mezunudur. Bir süre Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nde okuduktan sonra okulu bırakarak 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’na geçti. Ancak diplomasını alamadan bu okuldan ayrıldı.

Kariyerine 1982 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde spor muhabiri olarak başlayan Altaylı, 1986 yılında Güneş Gazetesi’ne geçti. Gelişim Yayınları’nın yazı işleri müdürü olarak çalıştı. 1992’de Güneş gazetesinin kapatılmasıyla işsiz kaldı. 1993’te özel radyo istasyonu Best FM’i kurdu. 1995 yılında Kanal D’ye geçerek ‘Teke Tek’ programına başladı. Aynı dönemde Hürriyet gazetesinde yazmaya başlar. Kanal D’den ayrıldıktan sonra Show TV’ye geçti. Radyo yayınlarına 1 yıl boyunca Show TV ve Show Radyo’da devam etti. Aynı yıl Show TV’nin yazı işleri müdürü oldu. 1996 yılında Show TV’den ayrıldıktan sonra Kanal D’ye dönerek Doğan Yayın Grubu’nda çalışmaya başladı. Hürriyet gazetesinde yazarken bir yandan da Radyo D’nin genel koordinatörlüğünü yaptı. 2000 yılında Cine5 ile ortak olarak yayınlandı. 2002 yazında Kanal D’nin genel yayın yönetmenliğine atandı.

2001-2002 yılları arasında Mehmet Cansun yönetiminde Galatasaray Spor Kulübü’nün ikinci başkanlığını yaptı.

2005 yılında Doğan Medya Grubu’ndan ayrıldı. Kanal D’de yayınlanan “Teke ​​Teke Tek” programı ATV’ye taşındı ve Sabah gazetesinde köşe yazarlığına devam etti. Sabah’ın yazı işleri müdürüydü. TİKAD ve Avrupa Gazeteciler Cemiyeti’nin ortaklaşa verdiği “Eğitime Katkı Onur Ödülü”nü kazanan Altaylı, “Haydi Kızlar Okula”, “Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık” ve “Temizlik” projelerinin mimarlarından. İnternet Kampanyaları”.

2007’de TMSF’nin Sabah Gazetesi ve ATV’ye el koyması üzerine istifa etti. Bir süre kendi sitesinde yazmaya devam etti ve 2008 yılında Kanal 1 televizyonunun ana haberlerini sundu. Ocak 2009’dan itibaren eski patronu Turgay Ciner tarafından kurulan Habertürk gazetesinin yazı işleri müdürü olarak çalışırken, Altaylı istifa etti. 29 Mart 2014 tarihinde Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmenliği görevine başladı ve Habertürk’te köşe yazarlığı görevine devam etti. sitesi com. Altay, Habertürk TV’de Teke Tek programını sundu.

ÖZEL HAYAT

Fatih Altaylı evli ve bir erkek çocuk babasıdır.

İŞ GAZETELERİ

Cumhuriyet (1982-1986)

Güneş (1986-1992)

Hürriyet (1995-2005)

Sabah (2005-2007)

Habertürk

TV PROGRAMLARINDA ÇALIŞTI

Kanal D (1995)

Televizyon şovu (1995-1996)

Kanal D (1996-2005)

Cine5 (2000-2002) (karma baskı)

dörtlü (2005-2007)

Kanal 1 (2007-2008)

Habertürk (2008-2023)

Bloomberg HT (2021-günümüz)

FATİH ALTAYLI NEDEN HABERTÜRK’TEN AYRILDI?

Fatih Altaylı, köşe yazısında şu ifadelere yer verdi:

”Gerçekten saymadım, saatin kaç olduğunu bilmiyorum.

Güle güle…

Evet, hoşçakal.

Cumhuriyet, Gelişim Yayınları, Söz, Nokta, Manly, Gelişim Spor, Güneş, Günaydın, Hürriyet, Sabah, Show TV, Cine 5, Kanal D, ATV, Kanal 1, radyo… Belki bazılarını hatırlamıyorum bile onlara. İhtiyaç duyduğumda, kafamı kaldırdığımda ayrıldığım yerler…

Sooo, neredeyse yakın medya tarihi.

Şimdi Habertürk geçmişe gömüldü.

Bu, Habertürk’ün sayfalarında okuyacağınız son yazıdır.

Kim bilir belki geç bir yazı.

2005 yılında Hürriyet’ten habersiz ayrıldığımda beni kucaklayan Ciner Grubu’nda 18. yılımdı.

Yaşlandıkça hayat hızla geçiyor, yemin ederim nasıl geçtiğini hiç anlamadım.

Sabah Gazetesi ile başladık.

Sevgili Turgay Ciner’le ofisinde otururken Sabah’a gelmemi istediğinde tek bir isteğim vardı “Ben sadece yazar olacağım. Sen yönetici olmak istemiyorsan ben olurum.” Gelmek.”

El sıkışmaya başladık.

Üç ay sonra, “Kağıdın künyesini alın” dedi.

Güldüm.

2 ay sonra tam yılbaşında misafirlerimi karşılamaya hazırlanırken telefonum çaldı ve “Hemen gel” dedi.

Gittim.

“Yarın gazeteyi düzelteceksin,” dedi.

“Yarın ailemle tatile gidiyorum. Uğrayamam. İstersen seni kovarım ama kızıma ve eşime verdiğim sözden cayamam. Aile işten daha önemlidir” dedim. ,” Söyledim.

O güldü.

“Genel yayın yönetmeni olarak tatile gidiyorsunuz” dedi.

Onu kıramadım.

Kabul ettim.

“Ben yönetici değilim” sözümüzü birlikte bozduk.

Kısa zamanda birlikte Türkiye’nin en etkili gazetesini Sabah yaptık.

Hürriyet’ten çok sevdiğim arkadaşlarım da yanıma geldi.

Hafta sonu 1 milyon, hafta içi 500 bin tiraja ulaştık.

Sabah etkinliğinde tarihinde ilk kez BİAK verilerinde en büyük rakibi Hürriyet’i geride bıraktı.

Ardından TMSF gazeteye el koydu.

Dava sürecini bekledim, hukuka aykırı olduğunu düşündüğüm bu işlemin ısrarlı olacağını ve gazetenin iade edilmeyeceğini görünce Sabah’tan ayrıldım.

Turgay Ciner yenilgiyi, hele haksız yenilgiyi kabul edecek biri değildi.

Medyada düştüğü yerden kalkmak istedi.

“Yenisini yapacağım” dedi.

Karar verdik.

İlk olarak Kenan Tekdağ’ın yönetmenliğinde Habertürk Televizyonu yayın hayatına başladı.

Daha sonra benim yönetimimde gazete 2009 yılında yayın hayatına başladı. Eşsiz, benzeri görülmemiş bir gazete olarak.

Herkesin “Tutmaz” dediği gazete bir anda Türkiye’nin en çok satan iki gazetesinden biri ve tartışmasız en etkili gazetesi haline geldi.

Sonrası biliniyor.

2014 yılında yayın kurulundan ayrıldım, gruptaki tüm idari yetkilerimden kurtuldum ve yazmaya devam ettim.

Ve tabii ki televizyon programları.

Medya Grubu Başkanı Sayın Kenan Tekdağ, tabiri caizse bana katlanın.

Aslında biz tamamen zıttık.

Ben ne kadar deliysem, o o kadar dikkatliydi.

Aslında iyi bir dengeydi.

“Bir bilim programı yapacağım” dediğim gün geldi.

Golü atar atmaz, teşekkür ederim demeden “Nasıl istersen” dedi.

Yaptık, Türkiye’nin en kült ve bence en özgün muhalefet programlarından biri ortaya çıktı. “Hayır” derse yapamazdım tabii ki.

Geçen perşembeye kadar 15 yıldır aralıksız yapıyoruz.

Kısa bir süre dışında ara vermeden yazmaya devam ettim.

Açık söyleyeyim, Turgay Bey de Kenan Bey de bana “katlandı”.

Yazılarım ve programlarım yüzünden neler çektiler, çektiler bilmiyorum.

İlişkimiz zaten bir dostluk ilişkisiydi.

Turgay Ciner bana göre Türkiye’de eşi benzeri olmayan bir vizyona sahip çok farklı bir iş adamıydı.

Muhtemelen Vehbi Koç’tan sonra bu ülkenin gördüğü en vizyoner iş adamı. Bir iş adamında ender görülen entellektüel birikimi, deneyimlerini paylaşmadaki cömertliği ve çok az insanda gördüğüm zevki ile ilkelerimden biri üzerinde yürüdüm. Patronların yanında asla olmazdım, bunu Turgay Bey’le yapamam.

Arkadaşım, arkadaşım olmuştu. Bir gün kavga etmedik, bir gün kavga etmedik.

Karşılıklı saygımızda bir gün bile kaçırmadık.

Gazetecilik çökerken, Türk medyası ayağa kalkmamı ve hatta gazeteci olarak ayağa kalkmamı sağladı.

Muhtemelen bedelini de o ödedi.

Ve Türkiye yeni bir dönüm noktasına girerken, sanırım artık dostum dediğim biri için sorun olmamalıyım.

Benim özgürlüğüm onun yükü olmamalı.

Bu yüzden aslında bir süredir aklımda olan bir şeyi hayata geçirme zamanının geldiğine inandım.

Ve dün 15 yıldır yakın çalıştığım ve güvendiğim sevgili Kenan Tekdağ ile konuştuk.

Ayrılmaya karar verdik.

Tüm tecrübesi sayesinde bu işi iyi hallettik. Teşekkür ederim.

Açıkçası Turgay Ciner ile konuşmadan bu kararı uygulamak istedim.

Çünkü konuştuğumda “Gitme” deseydi, kalmalıydım.

Kabul ederse belki “Niye gitme demedi” diye küserdim, insanım.

Gruptan en iyi anlaştığım yöneticilerden biri olan Didem Ciner’e de her şey bittikten sonra haber verdim.

18 yılın keyifli ve öğretici yolculuğunda her şeye rağmen Ciner ailesine teşekkür ediyorum.

Ne de olsa bugün Habertürk’e veda ediyorum.

Türkiye’nin en zor dönemini, Türkiye medyasının 18 yılını birlikte yaşadık.

Özellikle bu dönemde kimseyle bu kadar uzun süreli bir ilişkim olamaz, olmayacaktı.

Bazen aşk biter, bittiğini bilmek, anlamak, uzatmamak, sıkmamak gerekir.

yarın gidiyorum

Hala ne yapacağımı bilmiyorum.

Belki uzun bir tatil, belki kısa bir tatil.

40 yıldır yazmaktan başka bir şey yapmadım.

Kendi köşemde bir şeyler yazmam mümkün.

Göndermek?

Yemin ederim bilmiyorum.

Tanrı aylakları sevmez derler.

Bundan hoşlanmıyorum bile.

Duramam, rahmetli anneannemin deyimiyle ben bir kurdum.

Kolayca batacağını hayal ediyorum.

Düşerse, zaten bileceksin.

Bu arada şunu söylemeden bitiremeyeceğim.

Habertürk’ü birlikte kurduğum tüm çalışma arkadaşlarıma, Elmas gibi sayıları her geçen gün azalan gazetecilere ama hepsinden önemlisi birlikte çalışmaktan büyük keyif aldığım ve kardeşim olarak gördüğüm bazı meslektaşlarıma teşekkür ederim. Kendilerini bilirler.

Arkamda bıraktığım tüm genç arkadaşlarıma da benim gibi “yumuşak” bir adama bunca yıl “Ağabey” dedikleri için minnettarım.

Bana her zaman okuduğun güç ve desteğin için, beni asla yalnız hissettirmediğin için, bazen kızsan da bana güvenmeye devam ettiğin için, benden vazgeçmediğin için sana çok büyük bir minnet borçluyum. ve varlığınla bana gösterdiğini. Ama Habertürk ile ilgili iyi kötü her şeyi benden bildiğinize de katlandım, bunu da unutmayın 🙂

Ama artık değilim.

Tekrar buluşana kadar…

Tekrar buluşana kadar.

NOT: Bundan sonra medyada kimseye patron demeye gücüm yok. Saygı duyacağım kimseyi görmüyorum. Ama bir süre sonra fatihaltayli.com.tr üzerinden yazmaya devam etmeyi planlıyorum. Daha sonra göreceğiz.”

Yoruma kapalı.

Xxx Telugu Village Babe Fucking Hot Pussy By Husband Friend MastiAdda Dirty Nights Hot Model ka XXX Porn Film Blonde teen have anal sex with a black man the first time