Moderatörlüğünü AB Fen Fakültesi İletişim, Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü Başkanı Prof. Dr. Koleksiyoncu İpek Cabadak'ın yaptığı röportajda Zühal Özel Sağlamtimur konuştu. Röportaj için; AB Etnografya Müzesi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Dilek Üyesi Maktal Canko, akademisyenler, koleksiyonerler ve öğrenciler katıldı.“Kendimi imaj maceracısı olarak tanımlıyorum”Koleksiyoncu İpek Cabadak, Birinci Cumhuriyet dönemine ait fotoğrafların yer aldığı röportajda dönemin fotoğrafçılığını, fotoğrafın tarihini ve İzmir'in ünlü Müslüman ve gayrimüslim fotoğrafçılarını anlattı. Fotoğraf toplamaya üniversite yıllarında başladığını belirten Cabadak, geç Osmanlı'dan genç Cumhuriyet'e kadar fotoğrafta kadının yerini sorgulamaya başlayınca bakış açısını genişlettiğini ve dönemin fotoğraflarını incelediğini söyledi. Cabadak şunları söyledi: “Kendimi bir imaj maceracısı olarak tanımlıyorum. Üniversitede başlayan koleksiyonculuk serüvenim hayatım boyunca bana eşlik eden ve hayatımda çok özel bir alan açan, devam eden bir süreç oldu. “Bu dünya bana ait” diyerek fotoğraf ve koleksiyonculuğa olan heyecanını katılımcılarla paylaştı.“Özel bir seçim yapmaya çalıştım”Seçkideki her fotoğrafı farklı perspektiflerden sunan Cabadak, şunları söyledi: “Sizlerle paylaşacağım seçki, titizlikle çalışılmış özel bir seçki. Koleksiyoncular genellikle geniş bir alanla başlar ve daha sonra belirli bir alana geçer. Maceram tamamen merakla başladı. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e evrilen bir toplumda sinema, televizyon, fotoğraf gibi görsellerin şemsiye olduğu, ifadenin sanatsal birlik meselesi olduğu entelektüel bir noktaya geldiğinizde bazı şeyleri bilinçli olarak sorgulamaya başlıyorsunuz. Bu koleksiyonun özel bir çerçevesi var. Gelişen toplumdaki kadınların nasıl gelip bu farklı fotoğrafları özel bir alanda, bir erkek fotoğrafçının önünde kamera karşısında sunduklarını merak ediyordum. Osmanlı toplumunda siluet tasvirinin geleneksel olarak yasak olmasından yola çıkarak; Hepimiz biliyoruz ki, “İslam'da temsil geleneği yoktur, dinen haramdır” gibi inanışların köken aldığı toplumda, Osmanlı döneminde padişah portrelerinden başlayıp, İmparatorluk Tasvir Madalyonu'na kadar II. “Mahmud'la birlikte hem temsil geleneği oluşturulmuş hem de Batı'yla ilişkilerde onlara benzetilmiştir” dedi.“Sıradan kadın yok”Koleksiyonun fotoğraflarında yer alan kadınlarla ilgili konuşan Cabadak, şunları söyledi: “Bu merakla başlayan ve daha geniş bir alana yayılan bu koleksiyon, stüdyoda çekilmiş kadın fotoğrafları diyebileceğimiz, sıra dışı kadın fotoğraflarından oluşuyor. hatta tuhaf görünüşlü kadınların fotoğrafları bile. Koleksiyonumun ağırlıklı olarak İzmir'den olmasına dikkat ediyorum. “İzmir'in görsel mirasını ve kolektif kent kimliğini İzmir'de yaşatmak adına koleksiyondan hiçbir fotoğrafı paylaşmıyorum” dedi.“Ticari meta statüsünden çıkıp müzelerde yer almalılar.”Fotoğrafların ticari meta olmaktan çıkması gerektiğini, mirasın sadece gelecek nesillere değil sanatseverlere de ait olduğunu vurgulayan Cabadak, şöyle konuştu: “Burada göreceğimiz fotoğrafların çoğu, fotoğraf çekmek amacıyla stüdyoya giden insanların fotoğraflarıdır. Özel anılar ve anılar için çekilen bu fotoğraflar, insanların ölümünden sonra çeşitli nedenlerle terk edilmeye başlanır ve çocuklara bırakıldığında yeterince takdir edilmez. Ancak bu miras ne kayboluyor ne de kayboluyor. Neyse ki bu fotoğraflar medyaya da yansıyor ve bizim gibi meraklılar da böyle eşsiz fotoğraflara sahip olabiliyor.” bu kıymetli fotoğrafların artık ticari bir varlık olmaktan çıktığını, giderek kültürel miras varlığı olarak değerlendiğini ve bu şekilde alan açılarak koruma altına alındığını söyledi.” Koleksiyoncu İpek Cabadak röportajın sonunda katılımcılara şu soruları yanıtladı: ' soruları Prof. Dr. Asker Sağlamtimur, röportajın hatırası olarak bir hediye takdim etti. Kaynak: (guzelhaber.net) Güzel Haber Masası
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–
—–Sponsorlu Bağlantılar—–